Bypass Ameliyatı, kalp krizi geçirmeyi engellemek için tıkalı damarların ilerisine yeni damarlar eklenmesidir. Kalp bütün vücuda kan pompalayan, kastan yapılmış bir organdır. Bütün organlarımızı besleyen damarlar olduğu gibi kalbimizi besleyen de damarlar vardır. Bu damarlarda tıkanıklık olursa özellikle efor durumunda kalp adelesine yeterli miktarda kan gidemediği için göğüs ağrısı olur.
Kalp damarları tıkandığında ise kalp krizi geçirilir. Kalple uğraşan bütün hekimlerin amacı kalp krizi geçirmeden erken teşhisle hayat kurtarmaktır. Çünkü kalp krizi geçiren her üç hastadan biri ölüm riski taşır. Hayatta kalanların büyük kısmında da kalp adelesinde geri dönüşümsüz hasar oluşmasına bağlı kalp yetmezliği gelişir.
Kalp damarlarını gösteren koroner anjiyo sonrası damarlarda kritik darlık tespit edilirse bir kalp krizine sebebiyet vermemek için bu damarlar açılmalıdır. Damarları açmanın ilaçla bir yolu yoktur. Eğer yapısal olarak uygunsa damarlar anjiyo ile açılır. Uygun olmayan damarlar içinse koroner bypass ameliyatı gereklidir.
Tedavinin seçimine kardiyolog (anjiyo işlemini yapan doktor) ve kalp cerrahı birlikte karar vermelidir. Tedavi seçeneklerinizi değerlendirirken mutlaka bir kalp cerrahından bilgi alınız. Bypass Ameliyatı, kalp krizinden korunma, tekrarlayan işlem olmaması ve yüksek hayat kalitesinden dolayı en doğru tedavidir.

Anjiyo ile damarın açılması ile bypass ameliyatı birbirinden farklı işlemlerdir. Anjiyoda damarın tıkalı olan kısmı ince bir balonla şişirilerek açılır ve tekrar tıkanmasın diye bir metal stent (kafes) yerleştirilir. Bu işlem damarın hastalıklı kısmı ile ilgili olduğu ve damar içi yüzeyini bozduğu için işlem öncesi kan sulandırıcı ilaçlar verilir ve 6-12 ay kan sulandırıcı ilaç tedavisine devam edilir. Bypass cerrahisinde damarın tıkalı kısmına dokunulmaz. Tıkanıklığın ileri bir bölgesine damar dikilir ve darlık köprülenmiş (bypass) olur. Damarın sağlıklı bir yeriyle işlem yapıldığı ve damar içi yüzeyini bozmadığı için daha uzun ömürlü bir işlemdir.
Genelde kalp damarı darlıkları birden fazladır (özellikle şeker hastalarında), damar yan dallarında, ayrım yerlerinde (çatal yaptığı yerlerde) ve birden fazla damarda (kalbi besleyen 3 ana damar sistemi vardır) darlık olduğu zaman bypass cerrahisi stentten üstündür. Daha uzun hayatta kalma ve tekrar anjiyo veya kalp krizi olmama üstünlüğü vardır. “İdare ettiği kadar stentle gideyim, sonra bypass olurum” düşüncesi de yanlıştır“. Elbette uygun damarda özellikle kalp krizinin ilk saatlerinde yapılan stentler hayat kurtarıcıdır ve uzun ömürlüdür.
Ancak birden fazla damara, birden fazla ve uzun stentler konulması uzun ömürlü olmaz kısa süre sonra damarın tekrar tıkanması ve kalp krizi ile sonuçlanır. Ayrıca ileride gerekecek bir bypass ameliyatında damarın sağlıklı bir bölgesinin olmaması dolayısıyla cerrahiyi de riske eder. Bilimsel çalışmalar göstermiştir ki, hiç stent konulmamış bir damara yapılan bir bypass ameliyatı, daha önce stent konulmuş ve tıkanmış bir damara yapılan ameliyata göre daha başarılı ve uzun ömürlüdür. Bu nedenle ilk planlamada sizin için en uzun ömürlü tedavi yapılmalıdır.
Bypass ameliyatı, tekrar tekrar olacağınız bir ameliyat olmamalıdır, o nedenle ilk ameliyatta doğru bir planlama ve iyi bir cerrahi olmalıdır. İkinci, üçüncü ameliyatlar daha riskli işlemlerdir. Ameliyat olacağınız merkez tam teşekküllü ve her türlü teknik ve tedavi desteğinin hazır bulunduğu bir hastane olmalıdır. Bypass ameliyatı sadece kalbi ilgilendiren bir işlem değildir, o nedenle ameliyattan önce bütün vücut organ sistemlerini ilgilendiren detaylı tetkiklerden geçmelisiniz. Böylece riskler azaltılmış ve gerekli tedbirler alınmış olur.
Bypass cerrahisi sırasında hangi damarla bypass yapılacağı önemlidir. Bacaktan alınan damar en yaygın kullanılanıdır. Bu damar bacak toplar damarıdır (büyük safen toplardamarı). Diğer bir kullanılan damar göğüs duvarını (kaburgaları) besleyen, göğüs kemiğinin her iki yanında olan atardamardır (internal torasik-mamaryan arter). Kol atardamarı (radyal arter) da bir diğeridir. Göğüs duvarı atardamarı en uzun süre açık kalan damardır. Bacaktan alınan damarların uzun dönemde tıkanma olasılığı vardır. Kol atardamarı, bacak damarından daha iyi olmakla beraber, göğüs damarından daha kötüdür. Bypass ameliyatı, bütün hastalarda göğüs kemiği açılmaksızın kapalı olarak gerçekleştirilebilir (minimal invaziv bypass cerrahisi).
Minimal invaziv bypass ameliyatı, sol göğüs boşluğundan küçük bir kesi ile kaburgalar arasından gerçekleştirilir. Bu ameliyatta bacaktan ve koldan alınan damarlar da endoskopik olarak kamera ile çıkartılır. Bacağınızda ve kolunuzda hiçbir kesi olmaz.
- Doktorunuz sizi hastalığınız hakkında ilk defa duyuyormuşsunuz gibi ve bütün açıklığıyla bilgilendirmeli.
- Cerrahi veya cerrahi dışı bütün tedavi seçeneklerini ve sonuçlarını sizinle paylaşmalı (İlaç-takip-cerrahi, balon-stent-bypass).
- Ameliyat öncesinden başlayarak süreci ve riskleri sizinle paylaşmalı.
- Koroner anjiyo sonrası kardiyolog ve kalp cerrahlarının oluşturduğu bir konseyde karar verilmeli.
- Eğer kalp krizi sonrası anjiyo olduysanız ameliyat zamanlaması tahlillerin sonucuna göre planlanacaktır (Erken olabilir-bir süre beklemek önerilebilir).
- Genelde ameliyat günü öncesi bir günlük hastane yatışında yapılması gereken rutin tetkikler vardır. Bu tetkikler ameliyatta risk oluşturabilecek durumlar ve bunlara karşı tedbir almak için yapılır (Detaylı bir kan tahlili, ekokardiyografi, şah damarı ultrasonu, akciğer filmi- tomografi, solunum testi).
- Kan sulandırıcı ilaçlar kullanıyorsanız 5-7 gün önce kesmeniz gereklidir (Aspirin’i kesmenize gerek yoktur), diğer ilaçlarınız doktorunuz tarafından ayarlanacaktır.
- Tüm vücudun traşı hastane görevlilerince yapılacaktır (Kendiniz yapmayınız, görevliler planlanan ameliyata göre ve özel aletlerle yapacaklardır), hemşireniz size özel bir sabunla nasıl banyo yapmanız gerektiğini anlatacaktır.
- Ameliyattan bir gece önce doktorunuz uygun görürse yatıştırıcı bir ilaç verilecek ve iyi bir uyku uyumanız sağlanacaktır.
- Ameliyata giderken damardan verilen bir ilacın etkisiyle uyanık olmanıza rağmen ameliyathaneye girdiğinizi hatırlamayacaksınız.
- Kalp ameliyatları genel anestezi ile yapılır. Anestezi işlemi cerrahi öncesi 45-50 dakika sürer.
- Sırtınıza ameliyat boyunca kalp ritminizi monitörize etmek için elektrotlar yerleştirilir. Kolunuza küçük bir damar yolu takılır. El bileğinize ameliyat ve yoğun bakım süresince her an tansiyonunuzu monitörize etmek için özel bir atardamar kanülü yerleştirilir. Buraya kadarki işlemler ameliyathaneye inmeden önce yapılan yatıştırıcı iğnenin etkisiyle ağrısızdır ve hatırlanmayacaktır.
- Genel anestezi damardan verilen ilaçlarla gerçekleştirilir. Tam anestezi sağlandıktan sonra soluk borunuza bir tüp yerleştirilir ve solunumunuz makineler ile idame ettirilir.
- Boynunuzdan ameliyat ve yoğun bakım süresince ilaç ve serum verilmesi için kolunuzdakinden daha büyük bir kanül yerleştirilir (Bu damar yolundan kan da alınabilir, böylece bu süreçte her seferinde kan almak için canınız yanmayacaktır). İdrar sondası takılır.
- Ameliyat boyunca kalbi incelemek, özellikle kapak ameliyatlarından sonra kapak fonksiyonlarını değerlendirmek amacıyla ekokardiyografi yapabilmek için yemek borunuza özel bir kanül yerleştirilir.
- Vücudunuza ameliyat için uygun pozisyon verilir, gerekli bölgeler özel antiseptik solüsyonlarla temizlenir.
- Ameliyat başlamıştır… Bu andan itibaren cerrahınıza iki cerrah daha eşlik eder. Biri steril giyinmiş diğeri odada hazır bekleyen iki hemşire vardır. Anestezi doktoru ve bir teknisyen her an başınızdadır. Ameliyat boyunca kalbinizin ve akciğerinizin görevini üstlenecek kalp-akciğer makinesini kumanda eden iki perfüzyonist görev başındadır.
- Ameliyat sona erdikten sonra anestezi altında solunum aletine bağlı olarak yoğun bakım ünitesine transfer edilirsiniz.
- Ameliyathanede uyanmayacaksınız. Genel gidişatınıza göre ameliyattan 4-6 saat sonra (daha geç de olabilir) yoğun bakımda yavaş, güvenli ve konforlu olarak uyandırılacaksınız.
- Ağrı duymayacaksınız. Ağrı kontrolü için anestezi kesilirken başlanan ve dozları ayarlanan ilaçlar yoğun bakım doktorunca planlanacaktır.
- Yoğun bakımda en çok şikayet edilen susuzluktur. Damardan verilen serumlarla sıvı dengeniz özenle takip edilir. Ancak anesteziden yeni uyandığınız için kana kana su içmenize izin verilmeyecektir, biraz sabır…
- Rutin bir ameliyat sonrası 24. saatte servisteki odanıza çıkarılırsınız (duruma göre bu süre uzayabilir).
- Odaya çıktığınızda kendi kişisel bakımınızı yapacak, yürüyecek durumdasınızdır. Yatak istirahati gerekli değildir, aksine oturmanız, nefes egzersizleri yapmanız gereklidir.
- 4. günde tüm vücut banyo yapabilirsiniz.
- 5 günlük yatış süresince belli kan ve radyolojik testlerle takip edilirsiniz.
- Çıkış zamanınız geldiğinde kullanacağınız ilaçlar saatleriyle belirten bir çizelgeyle birlikte size anlatılacaktır.
- Evde hastane düzeni bir ortam yaratmayın. Sabah her zamanki saatte kalkıp, ev içinde bol yürüyüş gereklidir. Ziyaretçi kabul edebilirsiniz, ancak enfeksiyonlu kişilerden uzak durun.
- Başlangıçta kısa süreli ve yavaş bir dışarı yürüyüşüyle başlayın. Her gün yürünen mesafeyi ve temponuzu artırarak kondisyonlanın.
- Ameliyat sonrası ilk haftanızdan itibaren cinsel ilişkiye girebilirsiniz.
- Hastaneden çıktıktan bir hafta sonra poliklinik kontrolünüz olacaktır. Bu kontrolde cerrahi bölgeler ve ilaç tedaviniz gözden geçirilir. Bir haftalık düzenli yürüyüşler sonrası 3. haftada işinize başlayabilirsiniz.